Maçın gergin ve sert geçeceğini ligleri geçmişten beri takip eden herkes tahmin edebilir. Diyarbakırda zamanında Altay takımına yapılıp da hiç olmamış gibi davranılan olaylar pek unutulur cinsten değildir. Bu maçla birlikte görüldü ki sert ve yıldırıcı oyunu maçın daha geniş süresine yayabilen takımlar fenerbahçeyi baya zorlar. Eskiden sert maçlarda bir tek alex kayıpları oynardı , şimdi christian ve dos santos da eklendi , bir de bunlara aşırı gerginlikten patlama noktasına gelen emreyi de eklersek bir zamanlar pvh ,aurelio zamanında sakinlikten insanı çıldırtan fenerbahçenin yerinde yeller estiğini söyleyebiliriz. Santos ve christian'ı bu maçlık adastasyon kontenjanında değerlendirebiliriz. Ama benim gördüğüm diyarbakırın sert oyunu karşısında ciddi manada oyundan düştükleri idi .
Edu ile ilgili yazarken bahsettiğimiz Lugano-Bilica ikilisini sonunda bu maçta gördük . Bilica her geçen gün insana ulan bu adamı nasıl transfer etmişler hiç mi izlememiş kimse diye sorduruyor. Klişeye girmeden olmuyor ama aynı hataları ve savrukluğu bir önder veya deniz barış gösterse hali nice olurdu. Lugano'yu da sezona iyi hazırlanamadığı için performansı düşük oyuncu kontanjanına atıyoruz ( sınırsız kontenjan var takımda) . Benim ikilim lugano-önder olurdu o bölgede.
Ortada christianın şanssızlığı aurelio gibi birisiyle kıyaslanmaktır galiba. Kötü futbolcu değil ( bence maldonado ve josico da kötü değillerdi
Maçın sonunda daumun 3 oyuncu değiştirmesi acaba dedirtti . Yoksa kadro rotasyonu , yedeklere fırsat verilmesi gibi önemli teknik direktörlük vasıflarını mı kazanmış veya mış gibi mi yapıyor . Bunu ancak kritik bir maçta 80. dakikaya 1-1 berabere girildiğinde anlayabiliriz.