13 Temmuz 2012 Cuma

Sosyalim bir de medyayım.




















Gidilen her etkinlikte (yakın zaman örneklerinden Madonna Konseri ve İKSV’nın 40.Sanat Yılı Etkinliği “La Fura dels Baus / İstanbul İstanbul” verilebilir) kimse artık etkinliğe konsantre olmuyor, dinlemiyor, izlemiyor, herkesin elinde cep telefonu “yaşamak” yerine kayıt altına almaya çalışıyor. Kayıt altına almak önemli, çünkü asıl amaç etkinliği deneyimlemek değil, amaç ertesi gün için Facebook’ta, Twitter’da kendini var edebilmek için “data” toplayabilmek.
 
Sosyal Medya’nın dayattığı hız ve bu hıza bağlı olarak gelen yazıdan koparak görüntüye kayan yeni içerik biçemleri okuma alışkanlıklarından, dinleme, izleme alışkanlıklarına kadar kültür endüstrilerinde köklü bir değişikliğe yol açıyor.

MTV kültürüyle gelen, müziğin görselleştirilmesi ve görsellikle paketlenerek tüketiciye sunulması da sosyal medya’nın bu hızı karşısında yetersiz kalmaya başladı. Facebook’ta saniyelerle önümüze gelen her yeni paylaşımda, yeni bir müzik parçasının üç ila beş dakikalık klibinin tamamını seyredebilecek kadar bir zaman bulabilmek büyük lüks artık. Çünkü her yeni paylaşım, artık “an” içerisinde eskiyor...


Ulvi Yaman tarafından Sosyal Medya üzerine güzel karalamalar. Yazının tamamı şurada . Ayrıca Ulvi Yaman kişisel blogu da http://www.ulviyaman.com/blog/ adresinde.