9 Ocak 2010 Cumartesi

2010'da windos'dan pardus'a

Sene sonuna yaklaşırken BSA'dan aradılar , bir ukalalık bir kibir sanki 3. dünya ülkesine kredi vermeden önce denetleyen imf yetkilisi arkadaş arka arkaya soruyor faturanız varmı ? gerçekten lisans aldınız mı ? ofis programı kullanmıyor musunuz ? neyle yazışma yapıyorsunuz peki ? Tepem attı işyerindeki windows makinanın diskinin yedeğini aldım , sonra ver elini Pardus 2009. Açıkcası evdeve laptopda sadece internet tarayıcı ve müzik dinlemek için kullandığım  -ki benim evde bilgisayar aktivitem büyük oranda bundan ibaret öyle film indirdim divx altyazısı koydum ettim falan huylarım yoktur- Pardus ile işyerinde nasıl bir performans yakalayacağım konusunda şüphelerim vardı. KDE4 masaüstü sistemini kullanması dolayısıyla bazı hard-core (!) linux kullanıcıları tarafından beğenilmeyen Pardus2009'a sırf yerli malı yurdun malı herkeş kullanmalı diyerekten ben de bir omuz attım. Esasında Ubuntu kurmak istiyordum , zaten linux kullanıcıları arasında en çok kullanılan dağıtımların başında geliyor Ubuntu.  Yine linux kullanıcıları tarafından en çok tercih edilen masaüstü olan GNOME vardı ubuntu'da aslında baya da iyi bir seçim olacaktı. Herşeye rağmen Pardusu seçtim ve şimdiye kadar beni utandırmadı. İşyerinde bilgisayar ile alakalı işlerimin büyük çoğunu herhangi bir sorun yaşamadan gerçekleştirebiliyorum. Eskiden sadece kısıtlı şekilde kullandığım Linux'un "iş" için de gayet uyumlu çıktığı için acaip rahatladım diyebilirim. Çünkü her zaman insanlara Linux çok iyi bir alternatif mahkum değilsiniz windos'a dediğimde abicim işyerinde paylaşım var , mail alıp veriyoruz , sonra sunum dosyaları yapıyoruz habire diye karşılık geldiğinde ulan gerçekten ağ üzerinde masaüstü kullanımında sıkıntı olur mu diye içime kurt düşmüyor da değildi hani. Şimdi gayet rahat ve gamsız bir şekilde BSA'dan ukala misafirleri bekliyorum.


Linux kullanmak biraz zor dahası senelerin alışkanlıklarını bir kenara bırakmak zor. Masüstü görüntülerinden dosya yapısına kullanılan temel programlardan disk bölümlerine kadar her şey farklı. Bu farklılık ilk başlarda göz korkutsa da alıştıkça ve araştırdıkça o ilk başlardaki korkudan eser kalmıyor ve giderek bilgisayara daha çok hakim olmaya başladığını hissediyor insan. Pek çok detayı kendisi ayarlayabildiği için bu hakimiyet pekişmiş oluyor. Hoş şimdiki sürümler hiç bir ayar yapmadan kullanıma hazır şekilde çok kolay yapılandırılmış zaten ama Linux kullanacak kadar merakı olan bir insan bu standart ayarlarla yetinmez benim bildiğim. Linux bilgisayar okuryazarlığını ve bilinci artırdığı gerçek ancak şu anda tüm dünyada bilgisayar kullananların içinde büyük oranda bir kitlenin /home dizininin ne demek olduğunu öğrenmek gibi kaygısı olmadığını biliyoruz. Ev kullanıcılarında Linux sürümlerinin artmasını beklemek baya vakit alacak bir eylem ama bence esas kurumsal alanda Linux ve türkiyede özellikle Pardus başarılı olabilir ( hoş geçen sene cebit fuarında pardus standında "neden kurumsal tarafa eğilmiyorsunuz?" diye sorduğumda ekipten birisi "biz ev kullanıcısını hedefliyoruz" demişti ) . Platform bağımsız olarak geliştirilmiş sistemlerin tamamı Pardus ile gayet rahat kullanılabiliyor. Örneğin internet bankacılık siteleri ben şu anda işyerinde Ziraat , Yapi Kredi , TEB , Garanti , İş Bankası , HSBC bankalarının internet şubelerini  Pardus altında firefox 3,5 ile kullanabiliyorum , hiç bir sorun da yaşamadım. Aynı şekilde SGK'nın özel hastaneler için geliştirdiği Medula sistemini de Pardus altında kullanabiliyorum.


Tasarruf diye kıçını başını yırtan ota boka zam bindiren yetkililer sadece kamu kurumlarında lisans bedeli olarak ne kadar paraların savrulduğunu bilselerdi ve biraz mantalitesi yeterli , vizyonu geniş kişiler olsaydı , bütün kamu kurumlarında Linux sürümleri altında platform bağımsız sistemler kullanılıyor olurdu. Bakalım bu uzun yolun sonunda böyle bir ışık görebilecek miyiz .