29 Ağustos 2009 Cumartesi
tutamıyorum zamanı
Film bir güzel sanatlar öğrencisinin uykusuzluk problemine derman olsun niyetiyle bir süpermarkette gece vardiyasında işe başlaması ve buna bağlı olarak hayalgücünün onu nerelere götürdüğü ile ilgili . Bu gidilen yolu çizerken de pek çok kişinin en fantastik hayallerinden biri olan zamanı , mekanı , insanları ve olayları dondurarak içinde gezinme yeteneğini kullanıyor , bunu da bazı sahnelerde komedi bazı sahnelerde drama unsurlarını öne çıkarmak için dengeli kullanınca izlemesi gayet keyifli ve akıcı bir film oluyor.
İnsan bir filmde kendinden parçalar bulunca daha bir hoşuna gidiyor , üniversitede okurken yazın otellerde gece vardiyalarında bolca çalışmış biri olarak o bitmek bilmeyen dakikaları saya saya güneşin doğmasını nasıl beklediğimi hatırladım bu filmi izleyince , ne içtiğim kahvelerin ne de kurduğum hayallerin haddi hesabı olurdu . O nöbetlerde fenerbahçeye kaç avrupa kupası , kaç şampiyonluk kazandırmışımdır ben bile hatırlamam.
Filmdeki favori karakterim market müdürü.
Kısa film tanıtımında geçen güzel cümle
...You give 8 hours...They give you money...
24 Ağustos 2009 Pazartesi
taşlar altında - 2
* görüntüyü gelgidersin.blogspot.com'dan arakladım.
taşlar altında
Maçın gergin ve sert geçeceğini ligleri geçmişten beri takip eden herkes tahmin edebilir. Diyarbakırda zamanında Altay takımına yapılıp da hiç olmamış gibi davranılan olaylar pek unutulur cinsten değildir. Bu maçla birlikte görüldü ki sert ve yıldırıcı oyunu maçın daha geniş süresine yayabilen takımlar fenerbahçeyi baya zorlar. Eskiden sert maçlarda bir tek alex kayıpları oynardı , şimdi christian ve dos santos da eklendi , bir de bunlara aşırı gerginlikten patlama noktasına gelen emreyi de eklersek bir zamanlar pvh ,aurelio zamanında sakinlikten insanı çıldırtan fenerbahçenin yerinde yeller estiğini söyleyebiliriz. Santos ve christian'ı bu maçlık adastasyon kontenjanında değerlendirebiliriz. Ama benim gördüğüm diyarbakırın sert oyunu karşısında ciddi manada oyundan düştükleri idi .
Edu ile ilgili yazarken bahsettiğimiz Lugano-Bilica ikilisini sonunda bu maçta gördük . Bilica her geçen gün insana ulan bu adamı nasıl transfer etmişler hiç mi izlememiş kimse diye sorduruyor. Klişeye girmeden olmuyor ama aynı hataları ve savrukluğu bir önder veya deniz barış gösterse hali nice olurdu. Lugano'yu da sezona iyi hazırlanamadığı için performansı düşük oyuncu kontanjanına atıyoruz ( sınırsız kontenjan var takımda) . Benim ikilim lugano-önder olurdu o bölgede.
Ortada christianın şanssızlığı aurelio gibi birisiyle kıyaslanmaktır galiba. Kötü futbolcu değil ( bence maldonado ve josico da kötü değillerdi aslında) ama herkes orda örümcek gibi her topa adama bacak sokup topu çalan birisi görmek istiyor ne de olsa yapılmışı var. Dos santosun mevkiisini anlayamadım ben , sol bek mi sol açık mı ? orta 5'linin solu mu nedir ? kazımla tartışma riski olmasa herhalde sağ kanada da kayabilir arada sırada. Guizanın hala bu takımda yeri olmadığını düşünüyorum. Semih-Alex-Özer üçlüsü benim sahada daha çok görmek istediğim kombinasyon . Daumun ( aziz yıldırımın) emre ve guizasız kombinasyon kurmayacağını da biliyoruz.
Maçın sonunda daumun 3 oyuncu değiştirmesi acaba dedirtti . Yoksa kadro rotasyonu , yedeklere fırsat verilmesi gibi önemli teknik direktörlük vasıflarını mı kazanmış veya mış gibi mi yapıyor . Bunu ancak kritik bir maçta 80. dakikaya 1-1 berabere girildiğinde anlayabiliriz.
23 Ağustos 2009 Pazar
18 Ağustos 2009 Salı
hoşgeldin yar yüreğime...
gidip gitmediği de tam belli değildi , iyi ki geri döndü mü desek yoksa takımda kaldı mı desek karar veremiyoruz ama uruguay milli takımından sonra fenerbahçe'nin de kaptanlığı yakışır Diego Alfredo Lugano Moreno'ya.
16 Ağustos 2009 Pazar
13 Ağustos 2009 Perşembe
solo
Lester William Polsfuss zatürreden ölmüş , 94 yaşındayken . Dünyada bilinen ismiyle Les Paul yani şu meşhur yuvarlak hatlı , büyük ses/ton düğmeli , en can alıcı soloların atıldığı Gibson Les Paul marka gitarları yaratan adam.
Açık konuşmak gerekirse ben böyle bir adamın var olduğunu ve hala da yaşadığını bilmiyordum , Les Paul markasının Gibson şirketinin pazarlamacıları tarafından uydurulmuş bir isim olduğunu sanıyordum , hiç de araştırmamışım neden bu isim nerde geliyor nereye gidiyor diye .
Toprağı bol , mekanı cennet olsun .
11 Ağustos 2009 Salı
3 güne 1 maç
Halkın sporunu yapan halkın takımını izlemek için 3 günlük yevmiyesini veren halk , bu konuyu klasik ekonomi sayfalarının "mutfakta yangın var pazar filesi dolmuyor" söylemine çekmek istemiyorum ama el insaf yahu 55 tl'ye bilet mi olur ? İnsanlar nasıl gidecek maça , çocuğunu alıp nasıl götürecek "bak oğlum alex şu kafası kel olan var ya sağ tarafa koşuyor o işte" diye oyuncuları nasıl tanıtacak , nasıl takım sevgisi aşılayacak ? Çok şükür iyi sayılabilecek bir gelirim var ama ben her maç bu parayı veremem , ancak büyük maçlara ayırırım ( ki onlar daha da pahalı olacak kesin ) hakkımı.
İnternet ortamlarında çokca dile getirilen ve bazı yazarlar ile yöneticiler tarafından çok kullanılan bir söylem de " ee barcelona , r.madrid gibi kulüpler gibi olmak istiyorsak bu paraları vermek lazım , r. carloslar öpücükle gelmiyor" . Temel sorun da burda zaten azınlıkta olsak bir kısım fenerbahçeli var ki takımda r.carlos oynasın istemiyor altyapıdan daha çok semihler çıksın istiyorlar, sahada sarı-lacivert çubuklu formanın ne demek olduğunu bilen insanlar olsun istiyorlar , ama onlar azınlıkta hem de giderek nesli tükeniyor...evet tükeniyoruz ve meydan 55tl'lik fahiş bilet fiyatına "gayet makul" diyenlere kalıyor.
10 Ağustos 2009 Pazartesi
edu'yu yollarken
Önder ısrar edilirse stoper olarak aşama kaydeder diye düşünüyorum ama sorun önderden çok daumun onda ısrar edip etmemesi ve yönetim-taraftar-basın şeytan üçgeninin bu ısrarın arkasında durup durmaması , aynı şekilde g.antep'ten gelen bekir konusunda bir fikrim yok ama basın ve taraftarın sabır gösterip anadoludan gelen futbolcunun kendini geliştirmesini ve istanbul takımı psikolojisine geçmesini bekleyeceğini sanmıyorum.
Bu sebeplerden sanırım yine transfer döneminin son dakikalarında bir kaç menejerin cebini dolduracak şekilde , bilmemne oylamasında yılın futbolcusu seçilmiş (!) birilerini alıp hızlı şekilde takıma monte edecek fenerbahçe . Sonra da bütün sene yabancı sınırlaması ve 70 milyonluk ülkede stoper yetişmiyor kardeşim argümanı ile geçer gider.
Yolun açık olsun kendi kalesine en çok gol atan stoper...edu...
twitter çökmüş neyime
9 Ağustos 2009 Pazar
hirvonen
hirvonen finlandiya rallisini kazanınca "gençliğimin idolleri ari vatanen ve hannu mikola'nın yarıştığı bu ralliyi kazanmak çok güzel" gibi birşeyler söylemiş . Can evimden vurdun be hirvonen , bu satırların yazarı lisede okul sıralarına Ari Vatanen yazardı , sene 1990 diyeyim de gerisini anlayan anlasın , rallilerden nasıl bu kadar uzağa düştüm anlamadım tekrar toparlanıp takibe başlamam lazım.
ari vatanen kimdir ? diye soracaklar için arivatanen.com , arivatanenrally.com
dünya ralli şampiyonasını takip etmek isteyenler için wrc.com
uçan finliler : 1.Ari Vatanen 2. Mikko Hirvonen
varan 1
Sabah internetten sonuçlara baktığımda guiza'nın bir de maç sonunda gol attığını öğrendim. Bu sene guiza'dan çekeceğimiz var anlaşılan :) Süper kupa finalinde izlediğim ve denizli maçında dinlediğim kadarıyla daum takıma biraz dokunmuş , geldiğini belli etmiş. Guiza geçen seneki fiyasko rolünden kendini kurtar(acak)mış gibi görünüyor , ne acıdır ki guizanın çıkışı semih'in işini zorlaştırıyor . Etiketi seven bir camia olduğumuz için bu sene 15 gol civarında gol atarsa guiza'yı efsaneler arasına yerleştirir bizimkiler hemen. Neyse bu guiza konusuna ilerki günlerde tekrar değiniriz illa ki özel olarak şimdi çok deşmeye gerek yok. Yeni transferlerden bir tek Dos Santos iş yapacak gibi duruyor . Benim merak ettiğim özer hurmacıyı ne yapacak daum . Çünkü büyük ihtimalle m.topuz konusunda aziz yıldırımdan sık sık gerek direkt gerekse basın yoluyla fırça yiyeceğinden m.topuzun oynayabileceği durumlarda dışarda kalması biraz zor , emre desen zaten her daim torpilli yeni transfer christian da bukadarparaverilmişadamoynatılmazmı? kontenjanından girecek dolayısıyla özer ancak alex ve emrenin sakatlığı , deividin kart cezalısı falan olduğu durumlarda veya turu garantilenmiş kupa maçlarında oynar .
Daum eğer pierre'in geldiği ilk sene gibi şapkadan tavşan çıkartamazsa rijkaard çok fazla deneme-yanılma yapmaya kalkmadığı takdirde gs'yi geçmemiz biraz zor gibi geliyor. Biraz hıncal uluç gibi olacak ama "daumun ve fenerbahçenin şampiyonluğu rijkaard'a bağlı" ... bence tabii :)
şişman adam*
64 yıl önce bugün nagasaki'ye atom bombası atılmış . Bomba atıldığı anda 70.000 ile 100.000 arasında insan hayatını kaybetmiş.
Hayatta kalanlara Japonya’da “Hibakusha” denirmiş. Hibakusha’lar ve çocukları ülkede yıllarca insanlar tarafından dışlanmış. Radyasyondan etkilenme korkusu ile hiç kimse onlara yaklaşmak istememiş. (kaynak : şu sayfa )
Şu sayfada ikinci mesajı atan adamın babası atom bombası atan uçaklarda elektronikçi (Electronic Countermeasures Officer demişte ben kısaca böyle yazdım) olarak çalışıyormuş
* şişman adam : nagasaki'ye atılan bombanın ismi
8 Ağustos 2009 Cumartesi
pardus geldi hanım
Eşim pardus'u hiç sevmiyor aslında , bilgisayarın düğmesine bassın o sırada gidip bulaşık makinasını boşaltmaya devam etsin veya etrafa benim saçtığım dergi,kitap cd benzeri ıvır zıvırları toplasın istiyor hep fakat pardus kurunca bilgisayara açılıştaki grub yüzünden beklemek ve ille de windowsu seçmesi gerekiyor ya işte o yüzden uyuz oluyor bilgisayara pardus kurmama ama linux inadıma karşı duramıyor yine de.
Linux serüvenine gelecek linux ile başlamış birisi olarak pek çok sürümü denedikten sonra şu ana kadar suse ve ubuntu'dan sonra ve hatta daha iyi diyebileceğimz bir sürüm olmuş pardus 2009.
hoşgeldin futbol
Bir sezon daha...bir sezon daha...
semih yine gol kralı olsa bari